Vajina Kavgaları

Bundan böyle dışarı çıkarken yüzüme değil, vajinama makyaj yapacağım… Çünkü ne kıymetli bir şeyse kendileri; benden, düşüncelerimden, hislerimden, kaşımdan, gözümden daha fazla ilgi ve itibar görüyor. Zannedersin hazine saklı dibinde, ne varsa artık onda herkes önce onu merakta. Ne kadar akıllıymışsın, ne kadar güzelmişsin, ne kadar ağzın laf yapıyor, hayatın neresindesin hiçbir önemi yok, önemli olan iki bacağının mesafesi ne kadar sürede açılacak, yatağa giden yolda ne kadar zorlayacaksın şartları.

İlk sınandığın yer bu garip ilişkiler silsilesi işte, kadın olmanın ağırlığı daha ilk günde dikiliyor karşımıza, hem korunaklı olman lazım hem gerektiğinde korunaksız, hem bir gizem kutusu olmalısın hem gerektiğinde alabildiğine açık seçik, hatta öyle her yerini göstermemelisin ama dekolte vermezsen de olmaz. Gerektiğinde bir porno yıldızı kıvamında, gerektiğinde el pençe divan durmayı bilmen gereklidir.

Ailelerimizin, ebeveynlerimizin “aman kızım sakın!” baskıları bir yandan, bir yandan sevgililerimizin “ama öpmezsem olmaz ki”, “bir kereden bir şey olmaz ki” naraları, bir yandan toplumun o dayanılmaz baskıları eşliğinde büyümek öyle çokta kolay olmadı hiçbirimiz için… Kadın denilen varlığa öğretilenler ile ondan istenenlerin arasında ki uçurum, bizi zamanla anlaşılması güç, içinde farklı karakterler barındıran varlıklar haline getirdi sanırım… İşte tam burada ufacık bir örnek vereyim size, kaçınızın kulağına fısıldanmadı şu yazacaklarım, “evde ev hanımı, yatakta fahişe, dışarıda hanımefendi olmalısın”, af buyurunda kadın nasıl çarpışmasın bu durumda kendi içinde, bu durum karşısında bir süre sonra nasıl karışmasın hayatlarımız birbirine.

Kadın bir yandan kendi hormonları ile bir yandan bilinçaltına üstüne her yerine yerleşmiş yargıları ile bir yandan sağdan soldan gelen istekler ile hayatı bir yerinden tutmaya çalışıp, karşı cinsle ilişkilerini ayakta tutmak için yırtınır deyim yerinde ise. Gün gelir ya düzenli bir ilişkinin içinde bulur kendini ya da artık çoluk çocuğa karışma vakti gelir ve başka anlaşmazlıklar dikilir karşısına.

Kadın iş yerinde erkeklerle boğuşacak kadar cevval, annelik görevlerini yerine getirirken hassasiyetin dibine vuracak kadar yufka yürekli, hayat arkadaşına karşı dünyanın en seksi kadını, mutfaktaki hüneri aşçılarla yarışacak kadar iyi, arkadaşları için 4 kulağa sahipmiş gibi iyi bir dinleyici, şifreli kasaymış gibi iyi bir sırdaş olmalıdır… Bütün bunları yaparken cilt bakımını, manikürü, pedikürü, ağdayı unutmamalıdır, dip boyası gelmeden olaya müdahale etmeli, hayat arkadaşı sıkılmasın başka kadınların koynuna yılan gibi süzülmesin diye değişiklikler yakalamalı fanteziler üretmelidir ve tüm bunları yaparken yorulmamalı, hayıflanmamalı, söylenmemeli ve dik durmalıdır… Bu karmaşanın içinde hepimiz bilmez miyiz bir süre sonra hayatımızda ki adama çocuğumuz gibi davrandığımızı ya da kız arkadaşlarımıza bile hayat arkadaşımıza yaptığımız gibi kapris yaptığımızı ki bunlar en küçük çarpışmalarımızdır.

Sonuç olarak, benim tüm bu yazarken yorulduklarımın içinde, vajinamızı sakınma çabaları, aşkımızı koruma harekatları, ailemizi koruma iç güdüleri ile biz kadınlığımızdan çekiyoruz, kadınlığımız bizden…

Seda Mete

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Maalesef ki insanlar sizin bu anlamlı yazınız yerine başlıkta ki kelimelerinize ve yan tarafta ki resminize odaklandılar. Bu yazıyı okurken bile, bu tip şeyleri yazabilecek cesaretiniz olduğunu düşünmek yerine başka çıkarımlarda bulundular. Maalesef ki cinselliği bu kadar ayıp bir şey olarak görüp, bir yandan da bir an olsun onu aklından çıkartmayan milletiz