Kırmızı Kemerim Olmadan Asla

Hey millet;

Kadın var ya kadın sevişiyor, öpüşüyor, koklaşıyor ama sevişmiyor, öpüşmüyor, koklaşmıyor gibi yapıyor. O kadar ki; bizler çoğu zaman bırakın bir erkeği arzuladığımızı ya da seviştiğimizi çevremize itiraf edebilmeyi utanmasak seviştiğimizi kendimize bile itiraf etmeyeceğiz.

Nerdeyse çoğumuz, devlet onayının olmadığı her sevişmemizin ardından kendimizi alıp yerden yere vuracak hale geliyoruz. Bizim için sevişmeye karar vermemiz ayrı dert, sevişmemiz ayrı dert. Erkek sevişmenin arkasından yaktığı keyif sigarasını içine çekerken, kadın çoğu zaman aynı sigaraya dert sigarası haline getiriyor.

Peki, kadın ne düşünüyor dersiniz o sırada ya da soruyu şöyle sormak gerekiyor, kadın ne düşünmüyor o sırada. Erkeğin onu kolay kadın bulduğuna hüküm getiriyor, erkeğin onu bir daha görmek istemeyeceğine karar veriyor, kendini basit ve sıradan bir kadın gibi hissediyor, utanmasa ağlayacak hale geliyor hatta. Kendinin bir insan olduğunu, erkek gibi onunda hormonları olduğunu, karşı cinsin arzulamanın gayet insani olduğunu, kadın ve erkeğin dünyaya geliş sebeplerinden birinin sevişmek ve üremek için olduğunu, bu saydıklarımın hepsini unutuyor ve kendini dünyanın en kötü suçlarından birini işlemiş bir varlık gibi hissetmeye başlıyor.

Peki neden;

Çünkü bizlere, belinde kırmızı kemeri ile beyaz gelinliği giydiği ve devletten sevişme onayı aldığı günün gecesinde sevişebileceğimiz, bir erkeği ancak o zaman arzulayabileceğimiz dayatılıyor. O günün öncesinde yaptığımız her sevişme hanemize eksi not olarak yazılıyor.

Çünkü erkek dokunduğu her tenle övünebilirken, hatta bazı çevrelerce sırf bu konu yüzünde eller üzerinde tutulurken, kadının sevişmesi erkeğe göre tamamen ters orantılı olarak kadının yerin dibine sokulmasına, isminin tam önüne hiç istemeyeceği, dillendirmeyeceği sıfatlar gelmesine sebep olabiliyor.

Çünkü erkeğin beraber olduğu kadın sayısının artmasının, onun sağlam erkek olduğunu gösterdiğine ama kadının beraber olduğu erkek sayısının artmasının onun şahsiyetsiz olduğu gösterdiğine inanan bir toplumda yaşıyoruz.

Daha bir sürü sebep ve sonuç ilişki içinde, kadın ve erkek sevişmek yerine genellikle önce savaşıyor, karar verip sevişebilirlerse onu da yarım yamalak yaşıyor, kafalarının içinde birbirleri için hükümler veriyor ve çoğu zaman sevişmenin, birbirine dokunmanın, bir olmanın tadına asla tam olarak varamıyorlar.

Sonuç olarak erkek sigarasını içiyor, kadın vicdan azabını çekiyor, bir masal daha böyle orgazmdan uzak yarım kalıyor.

Seda Mete

Hiç yorum yok: