AŞK Hali! Belkide Vazgeçiş Hali!


Bir serüvendir aşk, ne zaman ne taraftan ne geleceğini bilmediğiniz bir yolculukta olmaktır, heyecan ve sürprizlerle dolu bir serüvendir. Bir aşka düşmek, bir kadınla hayatı paylaşmaya başlamak böyle bir şeydir işte, karşı cinsle ilişkisinde kendi sınırlarını bile belirleyemez kadın. Bir dua gibidir, sen okursun ve o dilediğini gerçekleştirir.

Her zaman ancak gerektiği kadarını veren erkeğe karşılık kadın her şeyini vermeye hazırdır "erkeğim" dediğine! Kadın, aşk girince bünyesine başka bir şekle bürünür, kendini bile tanımlayamaz çoğu zaman hallerini, derinleşir bazen, kendi derinliklerinde kaybolur hatta. Anlaşılmayı bekler, imalarının çözümlenebilmesini, gizli şifrelerinin tanımlanabilmesini bekler. Derinlikleri ile yaşayan kadına sadece kelimeleri ile cevap vermek isteyen erkeğin işi de burada zorlaşır işte, çünkü erkek yaşar gider hayatı, hatırlamaz çoğu zaman geçtiği yolları kadın ise anlamlı cümlelerin altını çizer elindeki renkli kalemleri ile ve geçtiği yolları asla unutmaz...

Aynı yollarda yürümek, aynı kitapları okumak, aynı kahveyi yudumlamak, aynı kadehten sarhoş olmak yetersizdir kadınla erkeği bir arada tutmak için, çünkü kadın unutmaz, unutmadığı gibi, her sayfayı biriktirir içinde en çokta renkli kalemleri ile altını çizdiklerini biriktirir... hayatı biriktirir kadın kendi içinde tuttuğu günlüklerde ve bir gün o günlükler hiç tozlanmayan raflardan indirilebilir o zaman toz duman olabilir her yer ve sahip olduklarından bir anda vazgeçebilir.

Dili o kadar keskinleşir ki en çok kendi canını yakar bu sırada, kadın hem kendinin hem erkeğinin fırtınası, sağanağı, kasırgası olur, erkeğin bile dillendiremediklerini bir seferde dillendirir. Aslında kadın bu kasırgadan önce erkeğinin uyandırmak için her şeyi yapmıştır ama her seferinde kelimeleri, renkleri, aşkı, deliliği erkeğin kurşun geçirmez bedeninden sekip onu yaralamıştır.

Oysa sevgisini bile yeterince dile getirmekten sakınan erkeğe karşılık kadın sadece "AŞK" bekler erkeğinden. İçinde delice bir aşk varken delice bir aşkla, tutkuyla sevilmeyi bekler. Ve kadında erkekte göze aldıkları kadardırlar aslında, hayatını hesaplayarak yaşayan erkeğe karşılık kadın hayatına bir sürü umut ekip, erkeğine bin bir bahçeden topladığı aşkını sunar. Ancak anlaşılmayan aşkına karşılık en sonunda şarkıda ki gibi,

Kim bilir kim olduk
Bile bile göre göre
Sustuklarımız kaçtıklarımız ne ?
Düşündürmeden durmayan
Uyku zaten uyutmayan
Dilde kelamsız tende selamsız
Bu halimiz ne ?

...zamanları başlar! Ve son olarak sanırım bir gün herkes ancak kendi haddine, haline, aşkına, hayatına düşeni yaşar...!!!

Seda Mete

Hiç yorum yok: