Meraklı Melahatleriz Hepimiz!

Meraklı bir adım gerekir bazen hayatın başka bir dalına tutunmak için, o dalda açan çiçekleri tanımak için ama bu adım ya da bu tanıma hali bazen sizi hiç istemediğiniz ya da hiç tanımadığınız duyguların içine sürükleyebilir.

Hayat asla dibini göremiyeceğimiz bir kuyu gibi aslında, öyle bir kuyuki ne tam aydınlık ne tam karanlık, öyle bir kuyu ki derine indikçe yüzeye çıkmak istediğiniz ama bir yandan daha derine inmeye merak saldığınız ve meraklandıkça derinleşip bazen o kuyuda değil kendi içinizde kaybolduğunuz.

İnsan hep hayata karşı meraklarına yeniliyor. Merak insanın kendi kendini yaktığı en ciddi cehennemi olabiliyor hatta, meraktan dinlenen insanlar, meraktan yaşanılan insanlar, meraktan hayatına girilen insanlar hatta sanırım insanlar merak ile başlayan serüvenlerinde dahil olmaya başlıyorlar birbirlerinin hayatlarına.

Yaşanılacak her hangi bir duygunun merakı ile sarmalandığımız insanlar var, meraktan dedikodu denilen laf abazalığının içine düştüğümüz anlar, meraktan baktırdığımız fallar o falları baktırırken hiç çekinmeden savurduğumuz paralar... Ordan oraya atladığımız, o daldan o dala konmamızın sebebi olan, her hangi bir durumda ani kararlar verdirebilen, adrenalin salgılatabilen, güldürebilen, ağlatabilen meraklarımız var. Genel olarak bakıldığında ise meraklarımız bizi yeniyor biz onların peşine takılıp hayatın içinde sürükleniyoruz.

Anne, merak ediyor çocuğunu, çocuğunun okulunu, okuldaki durumunu, okulda ki arkadaşlarını, hayatını, ondan bir şey gizleyip gizlemediğini... O sırada çocuk merak ediyor dışarda ki hayatı, yan sınıftaki güzel kızı, sigara içmenin nasıl birşey olduğunu, sarhoş olmak duygusunu, yasak olan yasak olabilecek herşeyi... Kadın merak ediyor adamı, adamın işini, yatakta ki performansını, onu gerçekten sevip sevemeyeceğini, cüzdanının doluluğunu... Erkek merak ediyor kadını, kadının sevişmek için ne kadar nazlanacağını, iyi yemek yapıp yapmadığını, yok bir şey demesinin arkasında ki imaları...

Anlayacağınız herkes birşeylerin merakıyla başlıyor hayata, hayat devam ettikçe merak azalmak bir yana artıyor hatta, merak bazen bizi hayata bağlıyor  bazen hayattan soğutuyor hatta fazla merak mazallah insanı canından edebiliyor. Tüm bunlara bakılıncada merak insanoğlunu hayata bağlayan şah damarlarından biri gibi durmuyor mu sizcede? Bu durumda da farkettiyseniz, merak nereye insan oraya.

Bu durum karşısında son olarak yazar der ki; aman yanlış yolların, yanlış tatların, yanlış dokuların ve yanlış tenlerin merakına düşmeyi verin, düşerseniz de az hasarla kurtulun inşallah!

Sda





2 yorum:

fashion-meets-art dedi ki...

so sad i can't understand. your blog is really nice.
lovely greets
maren anita
FASHION-MEETS-ART by Maren Anita

fashion-meets-art dedi ki...

so sad i can't understand.
wish you a wonderful day.
maren anita

FASHION-MEETS-ART by Maren Anita