Ayrılığın Ötesinden!

Derin bir nefes çekip sigarasından, şişmiş gözlerinin arkasından dünyayı, oturduğu masayı, önünde duran kadehi zor seçen insanoğlunun dilinden dökülen son cümle "ben bende değilim onda kaldım" dan ibaretse...

Sakın anlatmayın ona hayatta ondan daha değerli bir şey olmadığını, o an çektiği tüm acıların yok olacağını, bir sabah kalktığında içinde yer etmiş boşlukları gece bıraktığı yerde bulamayacağını...

Bırakın yaşasın acısını sonuna kadar!

Bırakın ağlayabildiği kadar ağlasın!

Bırakın çilingir masasına, bi küfürle bi sevda ile buyur etsin gideni!

Acısını yaşasın ki hissizleşmesin günden güne, ayrılığın ilk sabahında hiç uyanmak istemeyeceği bir yerde uyanmasın, başka tenlerin tuzunu iyileşecek zannedip yarasına basmasın...

Bırakın bir süre barut koksun içinde ki topraklar!

Bırakın kendi gözyaşı ile söndürsün yangınını!

Bırakın dünya dar gelsin, ruhu taşsın taşsın sakinleşsin!

Yaşasın ki ilk gelene açmasın kapılarını, biraz çekingen biraz müjdeci kalsın, kalsın ki yanlış denize açılmasın pupa yelken... Bildiği kadar, istediği kadar yaşasın acısını, bildiğinden fazlasını vermeyin onun ellerine...

Çünkü aşk acısı adamı alıp duvardan duvara vurur, ancak yürek yaralandıkça olgunlaşır, yaralandıkça değişir arayışı, arayış doğru yaren seçmeye sürükler yüreğini...!

O yüzden bırakın aşkını yaşamayı bildiği gibi acısını da yaşamayı bilsin insanoğlu, teselliler değil yaşanmışlık siler aşkın geride bıraktıklarını!

Hiç yorum yok: